NEVŞEHİR (TREND HABER)- Ahmet KORKMAZER-Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Bugün, Netanyahu hükümeti dün Yezid neydiyse Kerbela’da efendimiz Hazreti Hüseyin ve yol arkadaşlarına nasıl zulmettiyse bugün de Netanyahu hükümeti aynı yezit zihniyetiyle Gazze’de yaşayan kardeşlerimize zulmediyor. Katliamlar yapıyor, soykırımlar yapıyor” dedi.
Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde Hacı Bektaş Veli’nin hakka yürüyüşünün 753’üncü yıl dönümü anma etkinliğine, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, alevi dedeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlikte konuşan ve insanlığın zor bir süreçten geçtiğine de vurgu yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Hepimiz üzülerek şahit oluyoruz. Dünyanın dört bir yanında yaşanan işgaller ve çatışmalar nedeniyle milyonlarca insan yurdunu terk etmek zorunda kalıyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar bu saldırılarda hedef alınıyor. Bebekler gıdasızlıktan hayatını kaybediyor. Evler bombalanıyor. Hastaneler, ibadethaneler yerle bir ediliyor. İnsanlar, inançları, düşünceleri nedeniyle ayrımcılığa uğruyor. Maalesef gözümüzün önünde insanlık tarihinin en acı olayları yaşanıyor” ifadelerini kullandı.
‘ANADOLU’DA SEVGİSİZLİĞE YER YOK’
Anadolu’da mayalanan düşüncelerin dünyanın dört bir yanına ulaştırılması gerektiğini belirten Ersoy, “Bu acıların son bulması, insanların farklılığı bir çatışma nedeni olarak değil bir zenginlik olarak görmesi için Anadolu’da mayalanan bu düşünceleri dünyanın dört bir yanına ulaştırmamız gerekiyor. Biz, Mevlana’dan, Yunus’tan, Hacı Bektaş Veli Hazretlerinden hayata sevgiyle, merhametle, adaletle ve diğerkamlıkla bakmayı öğrendik.Biz, inancından ötürü bir insana zulmetmenin en büyük ayıp ve günah olduğuna inanan bir medeniyetin fertleriyiz. Anadolu ocağında ötekileştirmeye, dışlamaya, sevgisizliğe yer yoktur. Biz, insanı insanın kurdu olarak değil umudu olarak gören bir kültürü temsil ediyoruz” diye konuştu.
Hacı Bektaş-ı Veli’yi anmanın sadece 750 yıl önce yaşamış bir tarihsel şahsiyeti anmak olmadığını da sözlerine ekleyen Bakan Ersoy, “Onu en doğru şekilde anmak, bugün insanlığın ihtiyacı olan bu öğretileri her yönüyle anlamak ve bu çağa taşımakla mümkündür.Günümüzde yaşananlar, dünyanın içine düştüğü kaos ortamı, insanlığın onun sevgi ve kardeşlik çağrısına daha fazla ihtiyaç duyduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Hacı Bektaş Veli’nin felsefesinin günümüz insanlarına da hitap ettiği ve bundan sonra da edeceğini, onun temsil ettiği değerlerin hepimiz için ortak bir anlam ifade ettiğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu öğretileri dünyaya tanıtmak adına zaman, mekan, sınır tanımadan çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Gönül erenlerimizin eserlerini yabancı dillere çevirerek yabancı toplulukları bu öğretileri keşfetmesine imkan sağlıyoruz. Yeryüzünün dört bir yanında bu konularda seminerler, toplantılar düzenliyoruz. Özellikle Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığımızın bu konuyla ilgili yoğun mesai harcadığını sizlerle paylaşmak isterim” şeklinde konuştu.
Dünyadaki gelişmeler hakkında bahseden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise, “Bugün dünyamızın haline baktığınız zaman bu kadar teknolojik, bilimsel ilerlemelere rağmen insanoğlunun içinde bulunduğu duruma bir baktığımız zaman yaşanan savaşlara, çatışmalara çevreye yönelik tahribatlara diğer birçok soruna baktığımız zaman aslında bugünkü insanlığı geçmişten daha çok bu mesajlara muhtaç olduğunu ifade etmek istiyorum. Yabancı düşmanlığının, ırkçılığın dışlayıcılığın yükseldiği bir dünyada insan odaklı gönül odaklı bu mesaja her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var” dedi.
‘DIŞLAYAN BİR DÜNYANIN KİMSEYE FAYDASI YOK’
Hacı Bektaş-ı Veli’nin birleştirici gücüne de vurgu yapan Yılmaz, şöyle konuştu: “Eline, beline, diline sahip olmayı öğütleyen hünkar insan olmanın en temel erdemlerini gönüllere hatırlatır. Dergahında insanlık onuru en yüce her can değerli her söz hikmetlidir. Dört kapı, kırk makam öğretileriyle insanı hakikatin derinliklerine çağırır ve adaletle merhametle buluşturur. Bu anlayışta ayrı-gayrı, sen-ben kavgası yoktur. Birlik beraberlik ve kardeşlik vardır. Bugünkü dünyamızın en önemli problemlerinden biri budur. Ötekileştirme dediğimiz farklı olanı çeşitli şekillerde farklılık arz eden kimliğe sahip olanı dışlayan bir dünyanın hiç kimseye bir faydası yok. Aslında ötekileştirenler sonuç itibariyle kendilerine de zarar verenlerdir. Kendilerini de yoksullaştıranlardır. Farklılıkların zenginliğinden kendilerini de mahrum ederlerdir. Hacı Bektaş-ı Veli’nin insanları ötekileştirmeden sevgi ve hoşgörüyle yaklaşma öğretisi hem toplumsal hayatımıza hem de yönetim anlayışımıza hem de geleneğimize yansımıştır. Nitekim ecdadımız ne demiş? ‘İnsanı yaşat ki millet yaşasın’ Devleti öne koymamış, insanı öne koymuş. İnsanı odağına almayan bir devlet gerçek anlamda görevini ifa edemez. Bu şiarı bugün de tüm gücümüzle söylüyoruz. Haykırıyoruz.”
‘KİMLİKLER ÜZERİNDEN SİYASETE KARŞIYIZ’
Eşitlik vurgusu da yapan Cevdet Yılmaz, “Hacı Bektaş-ı Veli’nin izinde halkımızın her kesimine Eşit ve adil bir şekilde hizmet götürmenin gayreti içindeyiz. Etnik, mezhebi ya da başka bir anlamda her türlü ayrımcılığın, her türlü ötekileştirmenin karşısındayız. Kimliklere, insanımızın etnik kimliğine, mezhebi kimliği diğer kimliklerine sonuna kadar saygılıyız. Ama bir noktanın da altını çizmek isterim. Kimliklere saygılıyız ama kimlikler üzerinden siyasete de karşıyız. Kimliklerin siyasete alet edilmesine de kesinlikle karşıyız. Bu toprakların manevi zenginliklerine ve değerlerine sahip çıkmayı, kültürümüzü ve inançlarımızı yarınlara aktarmayı temel bir vazife olarak görüyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci asrını ki biz Türkiye Yüzyılı olarak isimlendiriyoruz bu asrı. Türkiye Yüzyılını oluşturmak için bir gayret içindeyiz. Bunu bir partinin bir siyasi anlayışın yapması mümkün değil. Bunu hep birlikte başaracağız” ifadelerine yer verdi.
Hiç kimseye bir inanç, bir görüş dayatmak gibi bir zihniyetleri olmadığını da söyleyen Cevdet Yılmaz, “Herkesi olduğu gibi kabul etmemiz lazım. Kimse kimseyi zorla dönüştürmeye, değiştirmeye çalışmamalıdır. Biz yüzyıllardır bir arada yaşıyoruz. Yeterince ortak noktamız var zaten. Allah’ımız bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir, ehlibeytimiz bir. Geriye kalan da biraz farklı olsun. Onu da kimse yadırgamasın. Bunun da altını çizmek isterim. Kazanımlara sahip çıkmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte Alevi vatandaşlarımızın güncel talep ve beklenti kulak veriyoruz. Eksikleri de zaman içinde gidereceğimize inanıyoruz. Her kesimden vatandaşımız için eşit fırsatlar sunarak toplumsal uyum ve dayanışmamızı daha da güçlendireceğiz. Yeni anayasa çalışmaları başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili rekorlarımızı daha ileriye götüreceğiz. Türkiye olarak başka bir yolumuz yok. Daha yüksek demokratik standartlar, daha yüksek kalkınma standartları. Bunları hep birlikte sağlamak durumundayız. Ülkemizi daha güçlü, daha müreffeh, daha özgür hale, daha etkili hale hep birlikte getirmek durumundayız” dedi.
‘İNSAN ONURU AYAKLAR ALTINA ALINIYOR’
Gazze’de yaşanan olaylar hakkında da konuşan Yılmaz, “Ne yazık ki bugünkü dünyanın birçok bölgesinde insan onurunun ayaklar altına alındığını, mazlumların gözyaşlarının sel olup aktığını görüyoruz. Gazze’de yaşananlar bu insanlık dramının en acı örneklerinde biridir. Bugün, Netanyahu hükümeti dün Yezid neydiyse Kerbela’da efendimiz Hazreti Hüseyin ve yol arkadaşlarına nasıl zulmettiyse bugün de Netanyahu hükümeti aynı yezit zihniyetiyle Gazze’de yaşayan kardeşlerimize zulmediyor. Katliamlar yapıyor, soykırımlar yapıyor. Buradan Gazze’de yaşayan tüm kardeşlerimize o zulüm altında olan kardeşlerimize Hacı Bektaş’tan gönülden selamlarımızı iletiyoruz. Bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını, başkenti Doğu Kudüs olmak üzere özgür, bağımsız Filistin’in bir an önce kurulmasını yürekten temenni ettiğimizi belirtmek istiyorum. Dünyanın farklı yerlerinde yaşanan insani dramlara, göçmen krizlerine ve Afrika’daki acı tabloya baktığımız zaman Anadolu irfanını hem bizden sonraki nesillere hem de dünyanın her bir noktasına taşıma sorumluluğumuzun olduğunu ifade etmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.