reklam
reklam

TURİZMDE BİR TÜRLÜ YÜZÜ GÜLEMEYEN İLÇE;  GÜLŞEHİR « nevsehir haber

1 Ekim 2025 - 22:38

TURİZMDE BİR TÜRLÜ YÜZÜ GÜLEMEYEN İLÇE;  GÜLŞEHİR

Son Güncelleme :

02 Şubat 2022 - 10:26

reklam
TURİZMDE BİR TÜRLÜ YÜZÜ GÜLEMEYEN İLÇE;  GÜLŞEHİR
reklam

NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Türkiye’nin en önde gelen turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya bölgesinde turizmde ciddi bir potansiyele sahip olmasına rağmen bundan istenilen düzeyde yararlanamayan ender merkezlerden birisi de şüphesiz Gülşehir ilçesi.

Anadolu’da Hitit Medeniyetinin en önemli merkezi Çorum’dan sonra böyle bir köklü medeniyetin hayat bulduğu coğrafyanın gerçek ismi GÜLŞEHİR oldu. Prof.Dr. Yücel Şenyurt hocamızın başkanlığında gerçekleştirilen Gülşehir ilçesine bağlı Ovaören köyündeki Topakhöyük ve Yassıhöyük kazılarındaki bulgular da bunu ispatlıyor. Diğer yanda HİTİTLERİN güneş tanrıçasının heykeli de yine bu ilçe sınırları içerisinde yer alan eski adı SİVASA olan Gökçetoprak köyündedir. Gökçetoprak köyü ayrıca il genelinde bulunan 3 hiyeroğlif kaya yazısına sahip yerleşim bölgesinden biri olduğunu burada ekleyelim.

Eski ismi SALANDA olan GÜMÜŞKENT ise bir mağarasında GÜMÜŞ MADENİNİN işlendiği devasa bir alana sahip olmasının yanı sıra, kazma bekleyen Erken Bizans dönemi yerleşim bölgesi ile de dikkatleri üzerine çeker. Yıllar yılı turizme kazandırılmayı bekleyen 4 katlı olduğu ifade edilen tüf kayalara oyulu Gümüşkent Yer altı şehri de sahip olduğu tarihsel ve doğal birikimleri ile ön plana çıkmaktadır bu şirin köy yerleşiminde. Sadece Mustafapaşa köyündeki duvar resimlerinin bir benzerinin de yine 1928 yılında yapılan iki katlı bir ev yerleşiminde o ahenkli görünümü ile duvarlarında  tasvir edildiğini görürüz.

Gümüşkent gibi eşsiz güzelliklere sahip bu köyün  birçok hastalığın da tedavisinde etkili olduğu belirtilen İÇMECE sinden , 3 metreyi bulan İslam mezarlığından, ve meşhur üzüm bağlarından da hiç söz etmedik bile.

Kızılkaya köyü ,Selçuklular döneminde muhteşem mimarisini yansıtan camisi ile ön plandadır. Gülpınar   köyü ise de yine aynı dönemlerde bölgenin ana uğrak merkezlerinden birisidir.Yeşilöz köyündeki tarihi Karadut ağacı da,  belki 600 yıllık bir geçmişi ile Kızılırmak nehrinin tepesinden adeta insanları selamlar.

Gülşehir merkez ise farklı kültürel değerlerin bir araya bulunduğu muhteşem bir değere sahip bir coğrafyayı barındırır yıllar yılı.

Kapadokya bölgesinde  Göreme-Zelve’de başladığının belirtildiği bilgilerin aksine, ilk Hristiyan öğretilerinin en yaygın şekilde verildiği en önemli  manastır yapıları ile Açıksaray Harabeleri ile sizi karşılar. Mantara benzeyen görüntüsü ile peribacası bölgenin adeta en önemli mihenk taşı gibidir, hemen ilerisinde bulunan kilise ve manastırı,bölgenin farklı kültürel zenginliğini adeta ayaklarınıza serer.

Osmanlı döneminde  Padişah 3. Ahmed’in günümüzün adı ile Başbakanlığı görevini üstlenen Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın  ardından Gülşehir’de bu devlete bir başbakan vermiş önemli bir merkezdir. Gülşehirli 1. Abdulhamid’in Sadrazamı yani Başbakanı Silahtar Silahtar Kara Vezir Seyyid Mehmet Paşa’da tarihi Kurşunlu Camiinin yanı sıra Hamamı ve medresesi ile tipik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerini yaşadığı bu şehir için tesis ettirir. Bu denli zenginliğini ilçe merkezi yakınlarında Açıksaray’a oldukça yakın bir bölgede bulunan eşsiz güzelliğe sahip Vadi oluşumundan hiç ama hiç söz etmiyoruz.

Kapadokya gibi artık ünü dünyaca bilinen böylesine bir merkez  de Gülşehir,bu denli doğal,kültürel birikimleri ile adeta yalnızlığın dayanılmaz hafifliğini yıllardan beri çeker durur.

Turizmi ilçenin gelişiminde en temel güç olarak kullanma amaçlı herhangi köklü bir projenin de hayata geçirilememesi ile bir büyük kültür ,doğal ve tarih kavşağı Gülşehir, turizmde hedeflenen bir çizgiye ulaşamadı.

Türkçesi Un  ve yağ fazlasıyla var, Şeker de var hem de bal gibi şeker ve olmazsa olmazımız  su,  tahminlerin ötesinde bile var, Kızılırmak yanı başında akar durur, ama yıllardan beri birilerinin HELVA yapmasını hep buğulu gözlerle bekler durur.

Elin yabancısı böyle zenginliğe sahip olsa, her metrekaresini bile işler, ama biz öyle mi ? Sahip olduğu devasa güzelliklere sahip çıkmayı temel bir değer olarak ele alamadıkça Gülşehir gibi ilçeler turizm kulvarında ,ekonomik anlamda gelişmeyi sağlayamayacaktır.

Biz buna her daim üzülürüz, çünkü GÜLŞEHİR’in bu zenginlikte GARİP kalması ,her birimizin ince düşünceler içerisinde olmamız gerçeğini de ortaya çıkartıyor.

Böyle bir doğal,tarihi ve kültürel zenginlik  acaba FRANSA,bir ALMANYA, bir ABD’de ve bir JAPONYA’ da  olsa..

Varın ötesini siz düşünün.

Yok mudur acaba şu GÜLŞEHİR’İMİN YÜZÜNÜ TURİZMDE GÜLDÜRECEK BİRİ ?

reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

reklam
reklam