
NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Karain köyü sakinleri artık köylerinin ‘Kanserli Köy’ olarak anılmasını istemiyorlar.
Karain köyü muhtarı Osman Soylu, yıllardan beri Karain köyünün kanserli köy olarak anılmasından dolayı büyük bir üzüntü duyduklarını dile getirdi. Soylu açıklamasında bilimsel araştırma sonuçlarına göre, kanser olgusunu taşımamalarına karşın böyle olumsuz bir ifadenin psikolojilerini alt üst ettiğini söyledi. Soylu: “ Gerek TV ve gerekse de dergi ve gazetelerde köyümüzün isminin kanserle anılması, köyümüzdeki yetişen insanları ve bizden sonraki insanların tamamının psikolojilerini bozan bir yafta. 1970 li yıllardan itibaren bugüne kadar bundan bıktık. ‘ 40 gün ne dersen o olur’ derler ya, bizim ki 40 yılı da geçti. Basın-yayın kuruluşlarında sürekli kez köyümüz ile ilgili olarak ‘ kanser var, kanser var.’ değerlendirmelerine muhatab oluyoruz. Ama nerede kanser var ? . Bilimsel ölçekli ve çok değerli bilim insanlarının bizzat titiz bir araştırma sonuçlarına göre köyümüzde su ve toprak analizleri yapıldı ve kanser olgusu çıkmadı. Yerli ve yabancı bilim insanlarınca yapılan tüm tıbbi değerlendirmeler bunu gösteriyor.1974 ‘de köyümüzden röntgenler çekiliyormuş. Yaklaşık 20 hastadan şüpheleniyor. Ve benim bildiğim Mehmet Akçay, Mustafa Özer, Mehmet Dinler ve Osman Demir, tedavi olmayı ret edip, hastaneden kaçıyor ve köye geliyorlar. Hatta Mehmet Dinler için hastaneden kaçtıktan sonra arkasından gönderilen hastane masrafına ilişkin belgede elimizde var. Bunlar kaçtılar ve 80 yaşlarına kadar yaşadılar. Kaçamayan hastalar ise 3-6 ay arasında hepsi vefat ettiler.vefat eden köylülerimiz için Kanserden denildi ama hepsinden akciğer parçası alındı, patoloji için numuneler alındı. Bu bir insanlık suçudur, bir yerde kobay olarak kullanıldılar . “ dedi.
O döneme ilişkin detay araştırmalarının yapılması ile bu alanda önemli verilerin elde edilebileceğini kaydeden Soylu bunların da yetkililerce araştırılması çağrısında bulundu. Soylu: “ Devletimiz bunlara erişebilecek güçtedir. Sağlık Bakanlığı bu denetimi yapabilir artık. İstedikleri anda ölen insanların ve kaçan hastaları isimleri ile birlikte tespit edebilirler. Bizim toprağımızdan ve suyumuzdan hiçbir şey çıkmadı. Karain köyünü Ürgüp’e taşılar. Orası da tam bir muamma; alt yapısı, suyu, elektrik ve kanalizasyon gideri olmayan evler vatandaşlara teslim edildi . Konutlar olldu bittiye getirildi ve rezalet durumunda evler yapıldı.” dedi.
KARAİN’İ ARTIK RAHAT BIRAKIN
Karain köy muhtarı Osman Soylu medya kuruluşlarından Karain köyünü rahat bırakmalarını da istedi. Soylu “Basın mensubu arkadaşlarımızdan köyümüzü artık rahat bırakmalarını istiyoruz. Karain’de şayet toprak veya sudan kanser olsa idi böyle bir araştırmada ortaya çıkabilirdi. Şu an dünya çok büyük teknolojiye sahip. Bunun artık soy ağacından 1974 den beri ölen hastaları soy ağacından araştırsınlar. Genetik olmasından şüphe ediyoruz. Sağlık Bakanlığından bu yönde bir talepte de bulunabiliriz. Bu işin soya ağacı ile ilintili olduğuna inanıyorum. Yakın bir zamanda ölen bir akrabam 39 yaşında öldü, ben babasını tanınan ama onun da 39 yaşında öldüğünü biliyorum. Sarıhıdır, Tuzköy ve Karain köyü, Kapadokya merkezinde bir üçgendir. Bu üçgende kanser var da, Kapadokya merkezinin ortasında kanser olmaz mı ? Kanserli köy olarak nitelendirilen Karain köyünün kuş bakışı 800 metreyi aşmayacak Boyalı köyünde kanser olmayacak, 1200 metreyi aşmayan Karlık köyünde olmayacak ve Karacaören köyünde olmayacak ancak Karain köyünde mi olacak.? “ dedi.
AKCİĞER KANSERİNDEN ÖLEN SANATÇILARDA KARAİNLİ Mİ ?
Karainli 58 yaşındaki Adnan Duru’da, Türkiye’nin farklı şehirlerinde Onkoloji hastanelerinin bulunmasına karşın buralarda tedavi gören tek bir Karain nüfusuna kayıtlı tek kişinin bile bulunmadığını ileri sürdü.
Duru Ankara’da küçük yaşlarda şahit olduğu bir gelişmeyi de aktardı. Duru: “ Bu hastalığa yakalananlardan biri de dedem idi. Ziyaretine gittim küçük yaşlarda, hastaneye gizlice girerek dedemin yattığı odaya vardığımda yan tarafından delinerek dedemden parça alındığını ve kanlar içerisinde olduğu büyük bir üzüntü içerisinde gördüm. Sadece iki dakika görebildim sonra hemşireler beni görüce odadan ayrıldım. Kobay benzeri bir durum vardı.”
TV ve gazetecilerden Karain’e karşı öngörülü bir şekilde yaklaşılmaması gerektiğine inandığını söyleyen Duru “ TV habercileri ve gazeteciler Karain’e geliyorlar, Saha araştırması yapmadan ‘ kanserli köy’ diye manşet atıyorlar. Bu bize karşı işlenen ağır bir suç olduğuna inanıyorum. Gerek bizim ve gerekse bizden sonraki gelecek nesillerimizin de psikolojimizle oynuyorlar. Köyümüzde çalışan Prof. Dr. İzzettin Barış’ın yardımcısı Mustafa isimli bir öğretim üyesi TV’de resmen söyledi. ‘Biz bu insanların psikolojilerini hiç düşünmedik, bunlarla uğraşırken bunların psikolojilerini mahvettik’ dedi. Bu röportajı ben izledim . Çağımızın hastalığı stres.,Bu köyde herkes stresli.” Şeklinde konuştu
ONKOLOJİ HASTANELERİNDE KARAİNLİ HEMŞEHRİMİZ YOK
‘Akciğer Kanserinden ölen sanatçılar Tarık Ünlüoğlu ve Tarık Akan’da mı Karainli’ diye soran Adnan Duru: “ Türkiye’de yaş ortalaması 1960-1970 ‘li yıllarda 50-55. 1990 lara geldiğimizde 60 VE şimdilerde 70. Karain’de halen yaşayan insanların da yaş ortalaması zaten 70. Ben 58 yaşındayım ve 14 yaşından beri sigara içiyorum. Günümüzde artık kanser yapmayan ne var ? Mesela daha dün hayatını kaybeden Tarık Ünlüoğlu, Tarık Akan Karain’li mi. Onkoloji Hastanelerin e gidin, bir tek Karainli yok, ama Onkoloji hastaneleri sonuna kadar dolu. Kanserli köy Karain, böyle bir saçmalık olmaz.Bu insanlar sahipsiz değil. Gerekirse Cumhurbaşkanlığına kadar gideriz., bu köy asla sahipsiz değil. Diye konuştu.
74 yaşındaki Hayrullah İnan’da, köylük yerleşim alanları içerisinde parmakla gösterilen bir köy olduklarını söyledi: “ Karain köyü Ürgüp bölgesinde 1960 ların örnek köyü. Pekmezi, yoğurdu, üzümü ile ünlü. Diğer yerleşim bölgelerinde olmayan sağlık ocağı, PTT ve ilk kanalizasyon Karain köyüne yapıldı. Halk kendi imkanları ile yaptı bir çok çalışmayı. Okuryazarlık oranının en yüksek olduğu köy Karain köyü idi. “ şeklinde konuştu.
İnan ,1975 de İzzettin Barış isimli doktorun gelmesiyle Karain köyünde herşeyin çok değiştiğini aktararak şunları söyledi: “ 1975 yılında İzzettin Barış geldi buraya. Sağlık Ocağı’na röntgen cihazı koydular. Herkesi röntgenden geçirdiler. Yanlış olanları 1 hafta sonra çağırdılar yine röntgen çektiler sonra 1 ay sonra gelip yine röntgen çektiler. Bedava gelmiş doktor ve röntgen çekiyorlar. Karainliler de koşa koşa geldi. Bilen yoktu ki, bunun ne olduğunu. Ben Hollanda’ya gittiğimde öğrendim ki bir Akciğer röntgeni aradan iki yıl geçmeden çekilmiyormuş. Muayene ettikleri bazı kişilere hasta olduğunu Hacettepe’ye yönlendirdiler, bir çok kişi ücretsiz olduğu için check-up için gittiler. Daha sonra Akciğerinden bu insanların parça aldılar. Parça aldı kişilerden 6 ay geçmeden hepsi öldü.” Dedi.
70 yaşındaki Osman Ünal’da babasının 90 ve annesinin de 80 li yaşlarda vefat ettiklerini ve her ikisinin de farklı hastalıklar yüzünden vefat ettiğini söyledi. Ünal : “ 1972 yılında Ürgüp ilçesindeki 28 köy içerisinde Karain örnek köy ilan edildi. 1975 li yıllarda da Kanserli köy olarak ilan edildi. Babam 90 yaşında öldü, annem 80 yaşlarında öldü. Halen köyümüzde 90 li yaşlarında olup çok sayıda yaşlı insanımız var. Buraya bir kara yağladılar. Bizi yıktı, çoluk çocuğumuzu yıktılar, huzur yok artık. “ dedi.
KANSER YAPICI MADDE BULUNAMADI
Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü’nün 2009 yılında yaptığı bilimsel araştırma da oldukça ilginç.
06.11.2009 tarihinde Nevşehir Valiliğine de gönderilen Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’nün resmi yazısında, “ Nevşehir Valiliğinin izni doğrultusunda 29 Ekim-2 Kasım 2009 tarihleri arasında Karain, Sarıhıdır ve Tuzköy yörelerinde enstitü başkanlığında, Fizik Mühendisliği ve Jeoloji Mühendisliği öğretim elemanlarından oluşturulan araştırma ekipleri tarafından doğal kayaçlar, toprak ve bina inşaatlarında kullanılan taşlar üzerinde yaptığı kapsamlı araştırma sonucuna göre, Akciğer Kanserine yol açtığı düşünülen Eriyonit minarelinin varlığı sorgulamasının yapıldığı ,ayrıca radyoaktif kaynaklanan radyoaktivite ölçümleri ve jeokimyasal analizler gerçekleştirilmiştir.’’ İfadelerine yer veriliyor. Prof. Dr. Yeter Göksu, Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, Prof.Dr. Çelik Tarımcı ve Prof. Dr. Haluk Yücel imzalı araştırmada “Adı geçen yörelerde eriyonit mineralinin bulunmadığı ve ölçülen radyasyonun ise insan sağlığını etkileyecek düzeyde olmadığını göstermektedir. Elde edilen bu sonuçların daha önce yörede eriyonit varlığı ile ilişkilendirilen kanser vakaları üzerine yapılan araştırmalardan yanıltıcı sonuçlar çıkartıldığını göstermektedir.” deniliyor.