NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Doğal, tarihi ve kültürel değerlerle bezeli dünya medeniyetinin farklı bir hazine ile ortaya konulduğu gizemli Kapadokya bölgesinin farklı merkezlerindeki sahip olduğumuz değerler genellikle ‘saldım çayıra mevlam kayıra’ anlayışının sarsılmaz birikimleri ile korunuyor. Türkiye’nin önde gelen kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya Bölgesinde çeşitli dönemlere ait 3 farklı yerleşim merkezindeki kayalara yazılan Hiyeroglif yazıların, doğal tahribatın yanı sıra her türlü insan tahribatına karşı aleni şekilde ortalık yerlerde bulunması, tarihsel değer birikimlerinin milyarda birini bile ruhunda taşımayanların odaklandığı alanların başında gelmesine, bu da bu eserlerin kısa sürede eski estetik görünümlerinden uzaklaşarak bir anlamda yok olmalarına giden yolda, önemli bir kilometre taşı olmaktan ne yazık ki kurtulamıyor.
Tarihi birikimlere karşı nasıl bir göz ile baktığımızı, onları gerçekçi bir şekilde koruyabilmek için gerçekte tüm imkanlarımızı seferber etmemiz gerçeğine karşı, Abdurrahman Amcamın bakkal dükkanındaki satışını yaptığı bir sabun kadar değerinin olamayacağını ortaya koyan bir örnek, bizleri ziyadesiyle üzdü.
TARİHİ ESERLERİN SATILAN SABUN KADAR DEĞERİ YOK BÖLGEMDE
Bunun son örneği Gülşehir ilçemize bağlı Gökçetoprak köyündeki M.Ö.8. yüzyıla tarihlenen Yazılı kayada, Topada(Acıgöl), Sultanhanı, Göstesin(Ovaören) ve Kayseri’de yaşayan ve Kral Wasusarmas’nın hizmetkarlarından bazılarının adı ve unvanlarının yer aldığı yazılı kaya, ne yazık ki kimliği belirsiz kişi veya kişilerce tahrip edildi.
Ünlü Vatan Şairimiz ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un da bir şiirinde ifade ettiği gibi ‘Sahipsiz kalan vatanın batması haktır. Sahip çıkarsan bu memleket batmayacaktır’ ifadesine kelimenin tam anlamıyla örtüşen gelişmede, bazı görsellerle anlatılan yazılar bilinçsizce tahrip edildi.
Yıllar yıllar önce ismini vermeyeceğim bir Gülşehir Kaymakamını bu köye götürdüğümde kendilerine, bu alanın üzerinin bir şekilde örtülerek bu yazılı kayanın koruma altına alınması yönündeki düşüncemiz hiç de karşılık bulmamıştı.
Yürekten ve kalpten bir kez ama bir kez daha ifade ediyoruz, lütfen muhterem yetkililer, elinize bir mikrofon verildiğinde ‘KAPADOKYA ŞÖYLE GÜZEL, YOK BÖYLE GİZEMLİ COĞRAFYA, HARİKULADE ,NEFES KESEN GÖRÜNTÜLER MERKEZİ’ FALAN DEMEYİN, KAPADOKYA’YI ‘KAPADIK YA’ deyin, biz anlarız.
