
NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Kapadokya bölgesinde sahip olduğu kültürel,doğal ve tarihsel değerler ile bölgenin erişilmez zenginliğine ciddi katkılar sağlayan merkezlerden biri olarak da bilinen Gülşehir ilçesi yakınlarındaki AÇIKSARAY HARABELERİ, gerçek anlamda HARABELİKTEN KURTARILMAYI BEKLİYOR.
Açıksaray bölgesini adeta bir SARAY bütünlüğü içerisinde ele almamıza da vesile olan ve kimseler kusura kalmasın bölgenin EN BÜYÜK MANASTIR HAYATININ ORTAYA KONULDUĞU BAŞLI BAŞINA EN BÜYÜK MERKEZ unvanını da elinde bulundurduğuna kalben ve vicdanen de inandığımız böylesine önemli bir tarihsel değerler, günümüzde gerçek anlamda koruma bekliyor.
KORUMA ALTINA ALINDI demekle ve bunu yazı ile deklare etmekle gerçek manada nasıl KORUMA etken şekilde olmuyor ise bugün Açıksaray bölgesindeki şahitlik ettiğimiz koruma da öyle bir tarz oluşturuyor kanaati taşıyoruz. .
Halbuki yayımlayacağımız fotoğraflara bakıldığında ne demek istediğimiz kesinlikle anlaşılacaktır.
Bölgede bulunan MANTAR KAYA görünümlü peribacaları, üzeri kesinlikle yağmur ve kar yağışı nedeniyle kaya katmanına suyu almayacak bir şekilde korunaklı hale getirilmelidir. Bu belki bir fanus olabilir, bu fanus gibi korunaklı yapının sağı ,solu,önü ve arkasından açılacak büyük delikler yardımıyla MANTAR KAYA’nın ana katmanı olan tüf yapısının hava sirkülasyonu sağlanabilir. Yağan yağmur ve kar ile birlikte kaya katmanları ufalanmakta ve sağlamlık noktasında hasar oluşmaktadır. Buna bir de ziyaretçilerin ziyaretlerine tepe noktalarına çıkma yönündeki gayretleri ortaya konulduğunda KORUMANIN hangi temeller içerisinde KORUNAKSIZLIK olarak algılandığı da gözler önüne serilmektedir. Ama siz bu yapıyı bir FANUS gibi korunaklı hale getirirseniz bu alanı ziyaret eden yerli ve yabancı turist bu alanı dıştan görebilir fotosunu da elbette çekebilir, ona dokunmak, üzerine çıkmak MANTAR KAYA ya verilebilecek en temel zararlar arasında değerlendirilebilir.
Diğer yanda MANTAR KAYA’nın hemen sağ bölümünde bulunan MANASTIR ve hemen önündeki KİLİSE yapısı da ciddi anlamda yağmur ve kar gibi yağışlar karşısında korunaksızdır. Gelin bu alana dev bir ÇATI veya benzer tarzda KORUNAKLI bir sistem oluşturmak suretiyle hem kilise müştemilatını ve hem de MANASTIR müştemilatını daha uzun ömürlü olarak gezilebilecek hale getirelim. Dikkat edilirse yağmur ve kar yağışının da etkisi ile bu kültürel yapılarda ciddi bir ufalmaların yaşandığı gözlemleniyor. Halbuki bu merkezleri ÜSTTEN KORUNAKLI HALE GETİREBİLİRSEK YAĞAR YAĞMUR VE KAR, BU ESERLERE ZERRECE SİRAYET ETMEYECEK, YAĞMAN RAHMET İÇİN DE KORUNAKLI YAPI YAPILIRKEN MUTLAKA BİR ÖNLEM DE DÜŞÜNÜLECEKTİR.
Haaa biliyoruz, belki bu önerimize ‘görüntüyü bozar’ gibi bir değer ortaya koyabilirsiniz. Ahhh ne güzel tarihsel değerleri severmişiniz diyeceğimiz geliyor amma yağmur ve kar suları ile UÇAN VEYA UÇMA TEHLİKESİ İLE YÜZDE YÜZ KARŞI KARŞIYA KALAN BİR YAPI ACABA GÖRÜNTÜYÜ BOZMAZ MI ? Bırakın görüntüyü bozmayı dev kaya kütlelerinin bir bölümü sağ,bir bölümü soğa savrulmuş bir tüf kaya kütleleri çok mu hoşunuza gider belki 3 yıl, belki 10 yıl sonra.
Önlemi daha şimdiden alabilir isek, almamız gerektiğine inanabilirsek eğer ,tarihsel birikimlerimizi daha sağlıklı korunaklı hale getirmez miyiz acaba ?
“ Bunca yıl bir şey olmamış ta, yağmur ve kar suları yüzlerce yıl yağmış ta bir şey olmamış, bırakın bu işleri’ diyecek muhteremlerin de olacağına Kapadokya bölgesinde yaşayan bir gazeteci olarak yürekten inanıyorum.
Aman ha aman yerimizden GIMILDAMAYALIM, AMAN HA AMAN GIBRAŞMAYALIM tarzı bir yaklaşımı içerisinde olacak muhteremler, sizin için değil bu ifadelerimiz.
Bölgesine sevdalı,tarih ve doğal değerlerin bölgesel turizm geçmişinde ve geleceğinde ne olduğunu, bunun ekonomik getirisi ile binlerce insana iş ve aş olduğunu algılayabilen insanlara, yetkililere, siyasetçilere ve STK’lara sözümüz.
Aman na aman siz GIMILDAMAYIN ve GIPRAŞMAYIN olur mu ?