


NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Sadece ülkemizin değil, dünya ülke insanlarının bile nefeslerini tutarak izlediklerini ifade ettikleri büyülü bir coğrafyanın merkezliğini yapmaktan bir büyük onur ve gurur duyduğumuz eşsiz bir coğrafya olarak da tanımlanan Kapadokya bölgesinde yaşadığımızı artık 7 sinden 70 ine kadar herkesin bildiği bir gerçek. Bölgeyi bu atmosferde dünyada tek yapan peribacaları ile onların içlerine oyulu bulunan evsel ve dini mekanlar olduğunu da artık bırakın ülke Cumhurbaşkanlarını, Başbakanlarını, bilim insanlarını artık 5-6 yaşlarındaki her kesimden insanın bile onayladığı bir bölgede yaşıyor olmanın hazzını bu coğrafyada ikamet eden herkes gibi bizlerde onurla ve gururla bu değerlerimizi ifade edebiliyoruz Rabbimize şükürler olsun.
Koruma ve kurtarma ekseninde toplumsal şuurun oluşturulması ve toplumun her katmanında bunun dile getirilmesinin bölgesel turizm zenginlik değerlerimizin daha uzun süreler yaşanılır kılma noktasında Kültür ve Turizm Bakanlığının çabalarının yetersiz olduğunu defalarca dile getiriyoruz. Elbette Kültür ve Turizm Bakanlığının bölgede kültürel korumacılık alanında yapabileceği çok çalışmanın bulunduğunu biliyoruz, ama böylesine gizemli coğrafyada turizm ekseni içerisinde sektörel alanda çaba harcayan çok mümtaz turizmcilerinin bulunduğunu da biliyoruz. Ama her daim her kültürel varlığın daha etkin korunma ve kurtarılmasında sadece ve sadece Kültür ve Turizm Bakanlığının mali kaynaklarının yetersiz olduğunu da bilemeyecek kadar bilgisiz değiliz.
Bu kapsamlı olarak baloncusundan restaurant işletmecisi turizmcisine, butik otel işletmecilerinden ATV turu yaptıran, doğa fotoğrafçılığı yapandan AT turları yaptıran turizmcilere kadar uzanan bir yelpaze içerisinde ,geçimini ve ailesinin iaşesini bu doğal,kültürel ve tarihsel değerlerden kazanan tüm ama tüm turizmci kardeşlerimize ciddi bir önerimiz olacak.
Gelin hep birlikte KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI çatısı altında bir birim oluşturalım. Bu birime her turizmci ama her turizmci, kendi maddi imkanları nispetinde her yıl düzenli olarak sosyal sorumluluk şuuru içerisinde maddi bir katkı sunsun. Bu birim de sadece ve sadece, tekrar ifade ediyorum sadece ve sadece bölgedeki bilimsel ölçekli inceleme, doğal, tarihsel ve kültürel araştırma ve yüzey araştırmaları, kazı, restorasyon ve konservasyon amaçlı çalışmalar için maddi kaynak aktarımında bulunsun. Hatta bu kaynağa inşallah olur ise muhterem Bakanlığımızın seçkin zevat-ı muhteremleri de özellikle KAPADOKYA BÖLGESİNDEKİ MÜZE,ÖRENYERİ VE YERALTI ŞEHİRLERİNDE YERLİ VE YABANCI TURİSTLERDEN ELDE EDİLEN BİLET GELİRLERİNİN BELİRLİ BİR BÖLÜMÜNÜ DE AKTARABİLİRSE DAHA DA İYİ OLUR. Bu kaynağı alan bilim insanlarımız başta olmak üzere bölgede kültürel anlamlı kazı ve benzeri faaliyette bulunacak insanlarda çalışmalarını bu birime resmi anlamda sunsunlar. Yapılan tüm harcamaları da elbette ki faturalı, elbette kayıtlı kuyutlu şekilde yapsın ki bu birimde her yıl kendisine maddi katkı sunan turizmcilere, yapılan yıl içerisindeki çalışmalar için her bir kuruşun hesabını ayrıntılı olarak sunabilsinler.
Çıkar mı Kapadokya bölgesinden bu şuur içerisinde hareket kabiliyeti geliştirebilecek turizmci? Bence çıkar kardeşim.
Eğer bu olmazsa olmazımız olan kültürel ve doğal varlıklar yoluyla gelir sağlayan her kim ise mutlaka ama mutlaka elbette devletine vergisini ödeyecek, çalışanlarına aylık ödemelerini yapacaklar, ama tüm bunları yaparken, esas burada hizmet sektörünün bir bireyi olarak çalışmasına neden olan kültürel ve doğal değer birikimlerinin daha kapsamlı ve daha bilimsel ölçekli korunması,kurtarılması ve geliştirilmesi anlamında da üzerlerine düşeni yapmanın da ayrıca bir gururunu taşımanın da mutluluğuna ayrıca erişmesinin de gerektiğine olan inançlarını bu şekilde pekiştirmiş olurlar. Yani ‘Eğer ben burada kazanıyor ve ailemin ve sonraki süreçte de firmamın daha fazla kazanması noktasında bu Kapadokya bölgesi bana ciddi katkılar sunabiliyor ise bir turizmci olarak bende katkı sundum Şükürler olsun Rabbimize’ demenin de bu şekilde hazzını yaşayabilirler diye düşünüyoruz.
Biliyorum bu yazıyı okuyanların bir bölümü ‘YİNE OLMAYACAK DUAYA AMİN DEMİŞİN BE KARDEŞİM’ diyebilirler, Olsun be can kardeşlerim. Bölge adına hayırlı bir çabanın dile getirilmesi bile KARINCANIN SU TAŞIMASI GİBİ BİR BÜYÜK HEYECAN VERİYOR BİZLERE.
Belki düşüncemizin hayata geçtiğini göremeyiz, yine her daim olduğu gibi HAVADA KALAN DÜŞÜNCELER içerisinde yerini bulur ama en azından DÜŞÜNCEMİZİ VE BU YAZDIKLARIMIZI CENAB-I ALLAH GÖRÜYOR,BİLİYOR VE İŞİTİYOR YA, ONUN VERDİĞİ HAZ DAHA BİR BAŞKA OLUYOR BİZİM İÇİN.