
NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Nevşehir Filistin’e Destek Platformu öncülüğünde, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile her yaş gruplarından oluşan binlerce kişi terör devleti İsrail’in Gazze’deki soykırıma dikkat çekmek ve İsrail’i protesto etmek için Atatürk Bulvarı’ndan Nevşehir Valiliğine kadar yürüdü.
Atatürk Bulvarının başlangıç noktası olan Borsa Kavşağında bir araya gelen vatandaşlar, Türk ve Filistin bayrakları ile yürüyüşe katıldı.
Nevşehir Filistin’e Destek Platform Sözcüsü Harun Öcal daha sonra basın açıklaması yaptı.
Öcal açıklamalarında şunları belirtti; “ Anadolu’nun kadim vicdanı adına, insanlık onuru ve adaletin ses olma adına buradayız.Bugün burada, azmiyle ve kararlılığıyla zalimin karşısında, mazlumun yanında saf tutan vicdan sahipleri olarak buradayız. Tam 730 gündür, yani 2 yıldır zalim katil Siyonist israil’in bombaları altında yaşamak.Eşinin, çocuklarınızın, akrabalarınızın gözlerinizin önünde öldüğünü, şehit olduğunu görerek yaşamak ne kadar yaşamaksa işte Gazze halkı o acıyla yaşıyor. Lütfen kendimizi bir an onların yerinde hissedelim…
Kardeşlerimiz için yürüyüşümüz ve kararlı duruşumuz, Filistin özgür oluncaya kadar sürecek ve asla değişmeyecektir. Filistin’e Destek Platformu olarak, tarihin en destansı direnişini ortaya koyan ve savaş ahlakıyla ümmetin göğsünü kabartan Filistinli Mücahit kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. İsrail, kuduz bir köpek gibi saldırganlığını Gazze, Batı Şeria ve tüm Filistin’den sonra Lübnan, Suriye, İran, Yemen ve Katar’a da taşıdı. Türkiye ve Kıbrıs’a sıçrayacağı açık olan bu cüretkâr tehdidin tüm dünyayı kaosa sürükleyeceği ortadadır. Gazze’deki insanlık dışı abluka Bütün engellemelere rağmen Sumud filosunun, fiilî olarak Gazze karasularına ulaşması ile artık abluka delinmiştir. Bundan sonra insanlık vicdanı, ablukadaki bu sızıntıyı bir tufana dönüştürecek ve Gazze’ye kesintisiz insani yardım girene kadar durmayacaktır.
Şimdi Özgürlük filosu Gazze yolunda. Sumud ve Özgürlük filosunun bu girişimlerini sonuna kadar destekliyor ve dayanışmamızı ifade ediyoruz..
Batı halklarının da vicdanları kanamış ve harekete geçirmiştir. Onlarca ülkeden katılımcıyla canları pahasına ablukayı delmeye çalışan aktivistler bu insanlık onurunun sadece bir tezahürüdür. Gazze’nin direnişi, ümmetin parçalanmışlığına rağmen zulme karşı koymanın mümkün olduğunu ispatlanmıştır.Bugün hem Doğu’da hem de Batı’da İsrail ,istenmeyen bir devlet, yöneticileri ise istenmeyen kişiler konumuna gelmiştir. Soykırım ve savaş suçlusu, katil Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler kürsüsünde ,boş koltuklara konuşmak zorunda kalması, siyonist varlığın yaşadığı meşruiyet krizinin en açık göstergesidir. Ancak bu yapılanlar, siyonist yapıyı tek başına durdurmaya yeterli değildir.
Gazze’de yaşananlar, uluslararası sistemin iflas ettiğini bir kez daha göstermiştir. İsrail’in işgal ve soykırım politikalarının sona ermesi için ciddi ekonomik, diplomatik ve siyasî yaptırımlar uygulanmalı ve uluslararası baskıyla geri adım atmaya zorlanmalıdır. Şu açıkça görülmektedir ki İsrail’in toprak büyütme çılgınlığı yalnızca kendisini değil, ABD’nin küresel hegemonyasını da tehdit etmektedir. Bugün artık başta İslam ülkeleri (eğer varsa) olmak üzere uluslararası toplumun inisiyatif alma vakti çoktan gelmiştir. Gazze’ye kesintisiz insani yardım akışı sağlanmalı, Uluslararası sisteme güvenerek silah bırakan Müslümanların binlerce can verdiği unutulmamalıdır. İslâm dünyası, zalimlerden merhamet dilenmeyi bırakmalı, Filistin’i yalnızlığa mahkûm etmekten bir an önce vazgeçmelidir. İsrail tüm İslam ülkeleri tarafından deniz kara ve hava yolları kapatılarak ablukaya alınmalıdır. İslam dünyası, etkisiz açıklamalar yapmak yerine, stratejik güvenlik ortaklıkları ve işlevsel siyasî birliklerini vakit kaybetmeden kurmalı ve hayata geçirmelidir. Adil bir dünya düzeni için Müslüman ülkelerin öncülüğünde, iflas eden uluslararası sistemin alternatifleri oluşturulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, İsrail sadece Filistinliler için değil, tüm bölge hatta Dünya için büyük bir tehdittir. Ayrıca, ateşkes görüşmelerinde ABD -İsrail ittifakının tek yanlı dayatmalarına sonuna kadar karşıyız. Sahada kazanamadıkları başarıyı, masada kazanma çabalarını, anlaşma olarak Filistin halkına dayatmasını da reddediyoruz. Devletimiz, İsrail’in devlet değil terör örgütü olduğu gerçeğinden hareketle, Siyonist çeteyi devlet olarak tanıma kararını iptal etmeli ve İsrail ile olan ilişkilerimiz, İsrail’in bir terör rejimi olduğu gerçekliği üzerine bina edilmelidir. Çifte vatandaş statüsünde, soykırımcı terör çetesiyle iltisaklı herkes, milli güvenliği tehdit eden bir unsur olarak tanımlanmalı ve yargılanmalıdır. Adalet Bakanlığı, soykırım suçunu işleyen Siyonist yöneticilerin yargılanmalarına yönelik hukuki sürecin önünü açmalıdır. Boykot, sadece bir ekonomik eylem değil; yaşanan zulme karşı koymanın bir işaret fişeğidir. Unutmayalım ki boykotlu ürünü almak katille iş birliği yapmaktır. Belediyeler dâhil tüm kamu kurumlarında Siyonizm’e destek veren ürünlere karşı boykot uygulanmalıdır. Bu duygularla, ilk kıblemizin bulunduğu KUDÜS’ün İzzet ve şerefini korumak için mücadele eden Filistinli kardeşlerimizin her daim yanındayız. Gazze’li kardeşlerimizi ve Hamas’ı her koşulda desteklemeye devam edeceğimizi kamuoyuna ilan ediyor ve tüm halkımızı Mazlum Filistin direnişinin yanında saf tutmaya davet ediyoruz. “ dedi.
Yürüyüşün sonunda terör dev leti İsrail’in bayrağı da yakıldı.
Yürüyüşe İHH Nevşehir Temsilcisi Tuncay Sesli, AK Parti Nevşehir İl Başkanı Muhammed Feyzi Aygün,MHP İl Başkanı Adnan Doğu, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Ali Öbekli, Nevşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği(NEVESOB )Başkanı Mehmet Pınarbaşı, İlçe ve belde belediye başkanları ile yaklaşık 3 bin 500 kişi katıldı.