reklam
reklam

PERİBACALARININ ETKİN KORUNMASI BİLİMSEL ÇALIŞMALARLA  MERCEK ALTINDA « nevsehir haber

26 Ekim 2024 - 22:28

PERİBACALARININ ETKİN KORUNMASI BİLİMSEL ÇALIŞMALARLA  MERCEK ALTINDA

Son Güncelleme :

13 Eylül 2024 - 16:17

reklam
PERİBACALARININ ETKİN KORUNMASI BİLİMSEL ÇALIŞMALARLA  MERCEK ALTINDA
reklam

NEVŞEHİR(TRENDHABER ) – Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü ve Kapadokya Alan Başkan Vekili Birol İnceciköz, bugüne kadar kültürel ve doğal değerlerin korunmasının  hem salt olduğu gibi,  ‘Hiçbir şeye dokunma mevcut yaşamını devam ettirsin’ anlayışı ile bugüne kadar yürütülmüş olmasına rağmen bunun sağlıklı bir süreç olmadığının ortaya çıktığını dile getirerek, “Koruma hem salt olduğu gibi ‘Hiçbir şeye dokunma mevcut yaşamını devam ettirsin’ anlayışı ile bugüne kadar yürütülmüş olmasına rağmen bunun sağlıklı bir süreç olmadığı ortaya çıkmış. Bir şeyi,  bir unsuru  siz gerekli tedbirleri alarak kullanmadan   koruyamıyorsunuz. Bu ikisi arasında bir denge var.” dedi.

Kapadokya Alan Başkanlığı ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliği ile peribacalarının korunması ve risklerin önlenmesine yönelik müdahale yöntemleriyle ilgili olarak “İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”,  Kapadokya Alan Başkanlığı Konferans salonunda gerçekleştirildi.

Toplantının açılışında konuşan Unesco Türkiye Millî Komisyonu, Doğa Bilimleri İhtisas Komitesi Başkanı  Prof. Dr. Nizamettin Kazancı , UNESCO’nun kuruluş süreci ve bugüne kadar gelinen noktada sürdürülen çalışmalara ilişkin bilgiler aktardı.

Kazancı, dünya barışının sağlanmasına katkı sağlamak amacıyla oluşturulan UNESCO’nun evensel değerlerin daha etin korunumu noktasında da önemli işlevleri ortaya koyucu çabalar yürüttüğünü de dile getirerek ; “  Hepimiz doğal ve kültürel varlıklarının bizler ancak  bekçileriyiz. UNESCO herkes biliyor UNESCO giriş sözleşmesinin girişinde Barış insanların zihninde doğdu ve yine insanların zihninde gelişecek. UNESCO bu anlayışını 1945 den 1970’lere kadar sürdürdü. Barışı tesis etmek için çabaladı, bunu için bilimi, iletişimi ve kültürü kullandı, hedef barışı sağlamaktı. Ama 1970’lere geldiğinde bakıldı ki barış için kullandığı çevre,dünya ve kültür aşırı derecede kirlendi. 1970-80’lerin arası aşırı sanayileşme dolayısıyla çevre kirliliğinin had safhaya çıktığı zamanlardı.. Öyleyse önce üzerinde yaşadığımız dünyayı korumamız. Bunun için uluslararası uzmanlık kuruluşları ile projeler gerçekleştirildi.2000 li yıllardan itibaren iklim değişikliği gündeme geldi. O zaman iklim mevcut kültürleri de mahvediyor, yaşamı da mahvediyor o zaman iklim değişikliği üzerinde yoğunlukla duruldu. İklim canlıları da yok ediyor,  bunun için alınacak tedbirlerin başında ilk iş ne olursa olsa korumak. Artık bunun için de uluslararası prestij listeleri bunun için kullanılmaya başlandı. UNESCO  şu anda geldiği noktada taşı ile toprağı ile kültürü ile, böceği ile, ağacı ile tüm yerküreyi yaşanır halde tutabilmek için bir formülün farkına vardı. Ancak ve ancak yaşayan her bir birey bunun farkına varırsa katkıda bulunur. Artık daha az mazot kullanın çok oksijen tüketiyorsunuz, artık daha az tüketin , gıdaları israf etmeyin, bununda doğayı korumaktan geçtiğini ortaya koyuyor. “şeklinde konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü ve Kapadokya Alan Başkan Vekili Birol İnceciköz, Kapadokya Alan Başkanlığı olarak bölgenin doğal, kültürel, sosyolojik ve arkeolojik birçok unsurunu temelde korumak ve gelecek kuşaklara aktarabilmek amacıyla 2019 yılından beri etkin hizmetler yürüttüklerini ifade etti.

İnceciköz şöyle konuştu; “ 2074 sayılı Kapadokya hakkındaki kanun içeriğine baktığınızda alanın doğal, kültürel, sosyolojik, arkeolojik birçok unsurunu temelde korumak, gelecek kuşaklara aktarmak, mümkün ise geliştirmek ve mevcuttaki tüm sektörler çerçevesinde kullanılmasını sağlamak üzere çeşitli tedbirleri içeriyor. Biz Alan Başkanlığı olarak bölgedeki birçok işleyişleri tek elde yürütmek için 2019’dan bugüne kadar sahada varlığımızı gösterdik. O kadar ki Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü kimliğimle de söylemek isterim ki birçok ülkedeki noktada bu modelin  kendi coğrafyalarında da uygulanması talebi ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunun aslında bize söylediği bir şey var. Demek ki ülkemizdeki hem biyo çeşitlik, hem kültürel dokunun zenginliği, hem insanlık tarihine ilişkin varlığın çokluğu insanlarda bir bilincin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiş,  bu da koruma bilinci.”

Koruma bilincinin bölgesel anlamda etkin bir şekilde yerine getirilmeye özel bir önem verildiğini aktaran İnceciköz; “ Koruma hem salt olduğu gibi ‘Hiçbir şeye dokunma mevcut yaşamını devam ettirsin’ anlayışı ile bugüne kadar yürütülmüş olmasına rağmen bunun sağlıklı bir süreç olmadığı ortaya çıkmış. Bir şeyi,  bir unsuru  siz gerekli tedbirleri alarak kullanmadan   koruyamıyorsunuz. Bu ikisi arasında bir denge var. Bu dengeyi de biz tabii taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerl çerçevesinde korumak yükümlü olduğumuz bir ülke olarak bu işin bilimsel yöntemlerle yapmamız gerektiği  aşikar. İşte bu nedenledir ki, Kapadokya Alan Başkanlığı olarak nasıl kaçakla mücadele ediyorsak, nasıl üst ölçekli planlarla uğraşıyorsak, nasıl kamusal talepleri bir şekilde uygun niteliklere bağlı kalarak sonuçlandırabiliyor isek, bugün geldiğimiz noktada müdahale edilmesi gerekli peribacalarına özellikle işe başlamadan önce tüm tarafları her boyutu ile değerlendirerek doğru iş yapmanın amacını güdüyoruz. Daha ayakları yere basan şekillerde çeşitli işler yapmamız gerekir. Bu sürece başlamadan önce bunun hangi yöntemlerle en doğru çalışmanın ortaya konulması gerektiğini inanıyoruz. Kapadokya alan başkanlığı  katılımcı bir yönetim anlayışını ortaya koyuyor.Bölge ile alınan tüm kararlarlar öncesinde sık sık toplantılar düzenleyerek ortak akıl ile hareket etmeyi temel bir nokta olarak ele aldı.”

Toplantıya UNESCO Türkiye Milli Komisyonu temsilcileri,  Belediye Başkanları, ilgili kurum ve kuruluşların yetkilileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve uzmanlar katılıyor.

Unesco Türkiye Milli Komisyonu ve akademisyenlerle uzmanlardan oluşan heyet 14 Eylül Cumartesi günü de Göreme beldesi başta olmak üzere Zelve Paşabağları bölgesindeki riskli peribacalarını da yerinde inceleme imkanı bulacaklar.

 

reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

reklam
reklam