NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Tarihi,doğal ve kültürel zenginliklerle bezeli Kapadokya Bölgesi’nin, mutfaklarında tarih boyunca pişirilen geleneksel yemek ürünleriyle de ,bölgesel hazinelerimize ciddi bir ivme kazandırmaktadır.

Kozaklı’sından Acıgöl’üne,Hacıbektaş’ın dan Ürgüp’üne, Gülşehir’inden Acıgöl’e ve Avanos’una kadar tahminler ötesi ciddi zenginliğe sahip mutfak kültürüne bugüne kadar etkin bir şekilde önem veremedik. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen turistlere  yıllar yılı Fransızların bilmem İngilizlerin mutfak ürünlerini yedirdik içirdik. Bunu yaparken de özellikle turistik işletmelerimiz bir büyük haz içerisinde bunu ortaya koydular.

Geçmişte bu gelişmeleri oldukça yakından bilen biri olarak ifade ederek söylüyorum. Hele hele yabancı müzikler eşliğinde halen YEMEK MÜZİĞİ bile yöresel mutfak ürünlerimizi yerli ve yabancı turistlere istenilen düzeyde sunamamanın ezikliğini bir gazeteci olarak yaşadım, bir bölüm turistik işletmeyi tenzih ederek ifade ediyorum ki, halen yöresel mutfak ürünlerini tesislerine sokmayan nice işletmeler biliyorum.

Bu gelişmelerin gölgesinde gerçekleştiriliyor 21-27 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Türk Mutfağı Haftası.

Kapadokya Üniversitesi’nin yerel mutfak ürünlerinin etkin şekilde yerli ve yabancı turistlere sunulması, tanıtılması, bilinmesi gibi her halükarda bu değerlerimizin etkin şekilde tanıtımı anlamında ciddi bir çabasının olduğunu yakından biliyorum, özellikle sayın Rektör Prof. Dr. Hasan Ali Karasar’ın bu kapsamdaki çabaları örnek oluşturabilecek nitelikte.

Eyyy benim bol miktarda yıldızlara sahip olarak konaklamanın yanı sıra yerli ve yabancı turistlere yemek hizmeti sunan bölge işletmecilerimiz.

Gelin hep birlikte elbette TÜRK MUTFAĞI bazlı olmak üzere YÖRESEL MUTFAK ÜRÜNLERİMİZİ işletmelerde sunun turistlere.

Yerli ve yabancı turistler  TANDIRDA PİŞEN  ÇÖMLEKTE AĞ BAKLANIN lezzetine bir ersin. Sadece o mu ?

Elbette değil, onlarca yemek  ve tatlılarımız var mutfağımızı süsleyen.

Biliyorum ‘ FİYATLARDAN HABERİN VAR MI SENİN’ serzenişlerinizi de duyar gibiyim, Ama Bir Yabancı ülkenin mutfak ürünlerini takdim ederken FİYATLARDAN HİÇ HABERİMİZ OLMUYOR ama. Keza zaten yabancı turist kendi mutfak ürünlerini değil, ziyaret ettiği ülkenin veya toplumun yemeğini tatmak için de turizm olayını gerçekleştiriyor.

Ve Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve Belediyelerimiz. Bakanlık denetimi yapılırken veya BELEDİYE MECLİSLERİNİZDE  gelin sizlerde bu işe elinizi değil, RUHUNUZU DA KOYUN mesela.

Normal lokantalar zaten belirli ölçeklerde TÜRK MUTFAĞI ürünlerini ve kimi zamanda yöresel ürünlerini müşterilerine sunuyorlar, onda bir sorun yok, ama genellikle YILDIZLI OTELLERE RUHSATLANDIRMA YAPARKEN, YEMEK HİZMETİNİN ALINMASI NOKTASINDA YÖRESEL EN AZ 3-5 ÜRÜNÜN MUTLAK AMA MUTLAK SURETTE MİSAFİRLERİNE SUNULMASI zorunluluğu getirin, değil ise RUHSATLANDIRMA YAPILAMAYACAĞINI kararlaştırın. Bu yönde İTİCİ VE KARARLI olmaya çalışabilirsiniz. Elbette ZORLA VE ZORAKİ YEMEK KÜLTÜRÜNÜ ETKİN KILMAK TA OLMAZ.

Kültür ve Turizm Bakanlığı madem yemek kültürünün de yaygınlaşmasından bizzat sorumlu, turistik işletmelerden aldığı payı yöresel mutfak ürünlerini turistlere sunan işletmelerden biraz daha düşük düzeyde alabilir ve böylelikle de yemek kültürünün daha kitlesel olarak genişlemesine vesile olabilir diye de düşünürüz bir an. Bu bile işletmelere mali anlamda bir kolaylık getirebilir sonuçta.

Ama KAPADOKYA olarak ben,  hem doğal, hem Tarih, hem Kültür ve hem de MUTFAK ÜRÜNLERİMLE DE ZENGİN’im.

Bu zenginliği biz YERLİ ve YABANCI turistlere aktaramadıktan, onların DAMAĞINDA BİR İZ BIRAKAMADIKTAN SONRA, Ne işe yarar turizm.

Sadece BALON uçurmak değil KAPADOKYA.

Aynı zamanda DAMAK TADIMIZI DA UÇURMALIYIZ diye düşünürüz.