
NEVŞEHİR(TRENDHABER)- 482 bin dekarlık sulanabilir tarım arazisine sahip Nevşehir’in, 1958 yılından 2023 yılına kadar yapılan tesislerle ancak ve ancak yüzde 20 lik bir bölümünü ancak sulayabildiğimizi biliyor musunuz ?
Tarımsal çalışmaların yapılmasının son COVİD 19 pandemi süreci ile birlikte insan hayatının olmazsa olmazları olduğunu oldukça net bir şekilde algılamamıza rağmen, geçmişden günümüze Nevşehir’in tarımsal alanlardaki hareketliliğinin ne sen sor ne ben söyleyeyim cins ve ebadına kelimenin tam anlamıyla yerleşen en temel çıkmazlarımızdan biri olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Tarımda en temel sorunlardan biri olan YER ÜZERİNDE SULAMA nın yetersizliği şehir tarım gündeminin ana noktasını oluşturuyor.
Elde ettiğimiz verilere göre, il genelinde 482 bin dekarlık sulanabilir tarım arazisine sahip şehrimde, 1958 yılından beri Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü imkanları ile bugüne kadar isim isim vermek gerekirse Doyduk, Damsa, Tatlarin ve Ayhanlar Sulama Barajı, Kumtepe,Yalıntaş, Sarılar, Taşlıhöyük ve Özkonak Sulama Göleti, ve Sarıhıdır Pompaj Sulaması ile 86 bin 368 Dekarlık alan, Nevşehir İl Özel İdaresi tarafından yapılan Karaburna,Tuzköy ve Bölükören Sulama göletleriyle de 7 bin 7710 dekar olmak üzere toplamda 94 bin 078 dekarlık alanı yer üzerinden yapılan sulama ile sulu tarım alanlarını sulayabiliyoruz.
Dikkat buyurun lütfen , 1958 yılından beri, yani tam tamına 65 yıldan beri tarımsal sulama,tarımsal sulama dedikçe yaptığımız tüm iş bu. Yani sulanabilir arazimizin ancak ve ancak yüzde 20 lik bir bölümünü ancak sulayabilir hale gelmişiz milyarlarca harca yaparak.
Gözümüzün Çiçeği Ebubekir Gizligider beyimiz Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı olduğunda sevinmiştik, NTSO’nin Ankara’ya yaptığı geziye katılarak tarımsal sulama alanında gerçek anlamda geleceğimizi de olumsuz yönde etkileyen bu sulama konusu karşısında, YAĞMUR SUYU TOPLULAŞTIRMA ALANLARININ UYGUN COĞRAFYALARDA YAYGINLAŞTIRILMAK SURETİYLE TARIMSAL SULAMANIN DAHA ETKİN ve YAYGIN şekilde yapılabilmesinin de önünü açacak bu düşüncemizi muhterem kardeşimiz pek bi sayın ve muhterem Gizligider’e ifade eyledik. Başka bir mevzuyu da dile getirdik, onu da inşallah başka bir zaman sizlerle paylaşırım .
Aradan onca zaman geçti, sonuç İYİ GECELER NEVŞEHİR’İM, NEREDE DÜŞÜNÜYOR VEYA ŞEHRİM ADINA KAFA YORUYORSAM’ın siyaseten cevabını bugünlere geldiğimizde aldık, çünkü bu konuda SİNEK KANADINI OYNATMADI BİLE.
Anlatamadım muhteremlere. Demek ki bu şehre, 65 yıldan beri yüzde 20 oranlık bir alanda yer üzeri sulaması yetiyor da artıyormuş bile. Tabi bilmiyorduk, ahir ömrümüzde tarım yapmadığımız için, eeee ne de olsa her şeyi bilen, BÖYYÜK BÖYYÜK muhteremlerimiz olduktan sonra, bizim düşüncelerimiz VENÜS GEZEGENİNİN erişilmez dağ ve tepelerinin arasında kaynayıp gitti.
Yine de bu düşüncemden, yine de Rabbimin rahmet ve bereketinden asla ümit kesmeden bekleyeceğim. Çünkü Rabbim , yağmur ve kar bereketini veriyor. Ne olur onları bir şekilde çeşitli yollarla biriktirip tarım alanlarına kanalize etsek. Ama olmaz dimi muhteremler, Olamaz canım. 21. Yüzyılda 1960 lı yılların beyinsel düşüncesini tesis etmek varken, Rabbimizin nimetlerini zayi edeceğiz dimi, şuursuzca kullanacağız ve sonrasında bunun da ismi RECEP TAYYİP ERDOĞAN DAVASI olacak öyle mi ey benim BAHTI GÖZEL,AĞIZLARINDAN ALLAH VE PEYGAMBER DÜŞÜRMEYEN, BU ÜLKE VE BU ŞEHİR İÇİN ÇALIŞMAYI BİR İBADET OLARAK ELE ALAN siyaset erbaplarımız .
Kusura galmayın siz üzerine hiç ama hiç uğramasanız da, dahası bizi bir gazeteci olarak görmesiniz de bu asil Millet için, Devletimiz için, bugünümüz ve geleceğimiz için düşündüklerimizi yazacağız, bunda da kararlıyız haaa, ağzı dualı, alnı secdeli olduklarını ileri süren muhteremlerim.
Rabbimin bize sağladığı imkanları en etkin şekilde kullanmanın bir KULUN EN ÖNCELİKLİ VAZİFELERİNDEN BİRİ olduğuna İMAN ederek yazmayı sürdüreceğiz.