NEVŞEHİR(TRENDHABER)-Sahip olduğu değerler bütünü itibariyle bir DÜNYA ŞEHRİ olarak nitelenmesine nitelenen ancak bu temel değerin etkin şekilde ekonomik anlamda kullanılması noktasında GIPRAŞAMAMA adı verilen onulmaz hastalığın ana merkezi de konumundaki Nevşehir’e, sonbahar mevsiminin ilk rahmeti de şükürler olsun Rabbimize ki düştü.
Rabbimizin verdiği en temel nimetleri, iktisadi anlamda kullanmama için adeta yerimizden GIPRAŞMAMA adı da verilen gerçek anlamda tedavisi mümkün iken bu tedaviye bile ulaşma noktasında bir varlık gösteremeyen şehir ünvanına da layık olarak görülmesi gereken bir şehir haline getirilen Nevşehir’de, turizm başta olmak üzere tarım, hayvancılık ve sanayi alanındaki gelişmeler bağlamında ÇATI gibi bir temel oluşturan KAR, yüksek anlamda bizlere ciddi KÂR müjdesi vererek tabiata inerken, biz Nevşehirliler halen korunaklı bir şekilde yerimizden hareket edip te bu büyük BEREKET VE NİMETİ kullanabilme adına da beyinsel tarzda bir düşünceyi hayatımıza geçirebilmekten aciz ve zavallı bir şekilde hayatımızı idame ettirmeye yoğun bir çaba gösteriyoruz.
İdarecisi, siyaset erbabı ve STK’ların rahmeti bir bereket değerinde görüp te, bu gücün etkin şekilde değerlendirilmek suretiyle bölge insanlarımıza iktisadi bir güç nasıl oluşturabiliriz? gibi bir sorudan yola çıkıp, güzel bir düşünceler zincirini hayata geçirici şekilde, bugüne kadar hiç ama hiç adım bile atamadı her ne hikmetse.
Hep var olanla yetinmeyi, var olanı kullanmayı ki onu da etkin şekilde değerlendirici projelendirmeyi çağın bilimsel yöntemlerine de uygun tarzda yapamadığı için ancak ve ancak yüzde 1 oranında bile denilemeyecek şekilde değerlendirmeyi en büyük hakkaniyet olarak gördü ve gözlemledi yıllardan beri.
Rahmetle başlayabilecek bir ekonomik istikrarın hiç mi hiç peşine bile düşmedik. Orayı, burayı ziyaret ede ede, plan ve projeyi gerek günümüz ve gerekse de geleceğimizi ilgilendirebilecek ekonomik değerler üzerine kurgulayamadığımız için salkım saçak bir durumdan öteye de, ne yazık ki hiç ama hiç gidemedik.
Önce kar sonrasında güneş açtığında su olarak yolların kenarından geçecek su birikintileri mazgallar yardımıyla önce dereye, sonra Kızılırmak nehrine, sonra da Karadeniz’e ulaştığında, sadece ve sadece rahmeti tarım arazilerinin üzerine düşen miktarı ile yetinebilmenin ERİŞİLMEZ SEVİNCİNİ YAŞAYAN İNSANLAR TOPLULUĞU haline geleceğiz bu gidişle.
Halbuki bu kar sonrasında oluşacak suları toplayabilsek, bu kapsamda projeler yapabilecek beyin jimnastiğini ortaya koyabilsek, bugünlerimiz ve yarınlarımız daha güzel olacak. İktisadi anlamda ceplerimiz dolu dolu olacak. Ama bunlar böyle bir bulunmaz DÜNYA ŞEHRİ konumundaki NEVŞEHİR ADINA KOSKOCA AMA KOSKOCA BİR HAYALDEN ÖTE GİDEMİYOR.
BİZ BU ŞEHİRDE HAYAL İNSANLARIYIZ NASIL OLSA. GEREK İDARECİLERİMİZ, SİYASETÇİ VE STK’larımız ha bire hayallerimizin gerek günümüzde ve gerekse yarınlarımızda daha renkli olması için yoğun bir gayretin içerisinde.
NEVŞEHİR, RABBİMİZİN BİZE İHSAN ETTİĞİ RAHMETİ , ETKİN ŞEKİLDE TARIMDA VE HAYVANCILIKTA KULLANMAKTAN ZİYADE ZAMANLARINI ZİYARETLERLE GEÇİRİP, RAHMETİN DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK GAYRETLERİ, KENDİLERİ İÇİN BİR ZAHMET OLARAK DEĞERLENDİRECEKLERİN ŞEHRİ NASIL OLSA.
