NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Üniversite, bir şehrin sadece ev sahiplerinin ceplerini doldurabileceği ana bir geçim kaynağından çok,şehrin öncelikli olarak iktisadi hayatının düze çıkartılması ve bu düze çıkma ile de birlikte sosyal ve kültürel alandaki büyüme ve gelişme süreçlerine ciddi katkıların sağlanabileceği eşsiz bir Okyanus özelliği taşır hem ruhumuzda hem de gönlümüzde.

1980 li yılların ortalarına doğru bir grup Nevşehir sevdalılığı içerisinde yanıp tutuşan sayıları bir elin parmakları kadar ancak olan azim ve kararlı Nevşehirlilerin ortaya koyduğu düşünce ile Nevşehir Lale Sanayinin hemen girişinde 4 katlı bir binada başlayan bir büyük vizyonel bakışında temelini oluşturmuştur Üniversite.

O yıllarda şehrin genel ahlakını bozabileceği gibi YONTMA TAŞ DÖNEMİNDE bile bulunamayacak ARIZI bir takım düşüncelerde geliştirilmeye çalışılsa bu şehir, 2007 yılında özellikle İSTANBUL’daki Dr. DOĞAN BİRGÜL, AŞİRET DALCI,VEFA KÜÇÜK gibi değerli ağabeylerimizin  ve ismini sayamadığım bir şehir sevdalılığını hayat tarzı haline getirmiş muhterem ağabeylerimizin de maddi anlamdaki  gayretleri ile RECEP TAYYİP ERDOĞAN BAŞKANLIĞINDAKİ AK PARTİ HÜKÜMETİ tarafından ÜNİVERSİTESİ’NE KAZANDI.

İlk kurucu rektör Avanoslu hemşehrimiz,değerli bilim insanı Prof.Dr. FİLİZ KILIÇ’ın Turizm Otelciliği ve İşletmeciliği Yüksek Okulu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Meslek Yüksek Okulu ve yapımı devam eden Vefa Küçük Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu inşaatından müteşekkil olan Üniversite kampüsünü öylesine bir işledi ,öylesine yeni cehreler kazandırdı ki, bu baş döndürücü gelişime ilk etapta kimse akıl fikir erdiremedi

Bu hareketlilikte elbette  ALİ DİRİKOÇ, ASIM DİRİKOÇ, NAFİZ DİRİKOÇ VE FEVZİ AVLANMAZ gibi  ağabeylerimizin tahminlerin ötesindeki yardım ve katkıları , Üniversitemizin bölgesinde ve ülke genelinde en hızlı büyüyen ve gelişen Üniversiteler arasında ilk sıraları almasında büyük payı oldu.

Geleceğin sektörlerinde bu ülkeye yol ve yöntem kazandıracak evlatlarının yetiştirilmesi için 1980 li yılların ortalarına doğru ,oldukça da yüklü bir para edebilecek arsasını beş kuruş bile talep etmeksizin Üniversite vakfına bağışladığı için özellikle arkadaş çevrelerinde eleştirilerin odağında kalan  merhum İSMAİL   BAYYURT’UN bu anlamlı bağışının ardından ,şehrin bir Üniversitesinin olması isteği artık her geçen gün artan bir özellik taşımaya başlamıştı.

Kurucu ilk rektör Filiz Kılıç hoca ile başlayan yapısal anlamdaki güç mekanizmasının sonrasında gelen rektörlerce etkin bir şekilde değerlendirilmediğini görmek, Filiz Hoca’nın bıraktığı gelişme ve büyümeye endeksli yapısal gelişmenin durağanlığına şahit olmak bizleri üzüyor.

Rektör hocamızın ardından Üniversitemizin büyümesi adına taş üzerine taş konulmadığını son 5 yılda üzülerek şehadet etmenin derin üzüntüsü içerisinde olduğumuzu şimdiki rektörümüz sayın Prof. DR. SEMİH AKTEKİN hocamıza buradan iletiyoruz.

Değerli hocam, siz yeterli büyüme endeksli projeden söz edin, kapısını çalacağınız hayırsever Nevşehirli sizi asla geri çevirmeyecektir.

TATLİ DİLİN BU ŞEHİRDE AÇAMAYACAĞI BİR TEK KAPI BİLE YOKTUR.

Bu şehrin siyasi otoriteleri,yöneticileri,idarecileri ve STK larının değerli yöneticileri, Üniversitenin öğrencilerin kira ücretlerini bu şehre bıraktığı bir gelir kapısı olmadığını artık çok ama çok iyi biliyoruz.

Üniversitemize daha değişik branşta fakülte, yüksek okullar, meslek yüksek okulları da fiziki anlamda yaparak hem öğrenci sayımızı artıralım ve hem de gelişen ve büyüyen bir Nevşehir diye bir hedefiniz eğer var ise buna  katkı sağlayalım.

Bilimsel değerlerle özenen bir şehir, sadece iktisadi anlamda değil, kültür,sanat ve sosyal alanda da zirveye ulaşan düzeye mutlaka ama mutlaka gelecektir. Belki bizlerin ömrü yetmez,ama evlatlarımız ve torunlarımız için DAHA GÜÇLÜ,İNANÇLI ŞEKİLDE GELİN HEP BİRLİTE ÜNİVERSİTEMİZE KOL KANAT GERELİM.

OLMAZ MI ?