Beklentilerde Boğulmak!

Dikkat Bu Yazı Aşırı Derecede Beklenti İçerir 🙂

Beklenti kaygısı, bir kişinin gelecekte bir olay veya durum hakkında düşünerek artan düzeyde kaygı yaşamasına sebep olmakta.

Beklenti Kaygısı, bir olaydan önce aylarca sürebileceği için insanlar açısından aşırı derecede yorucu olabilir. İnsanların yaşadığı endişeler, özellikle ne olabileceğini düşündükleri ve buna odaklandıkları için genellikle bir olayla ilgili feci tahminlerde bulunmayla başlar ve sonu gelmez bir karanlığa hapsedebilir. Olayla ilgili olumsuz tahminlerin doğası, yetersiz veya yalnızca rahatsız edici bir kaygı düzeyi arasındaki farklarla ortaya çıkıyor aslında.

Hiç kimse geleceğin ne getireceğini bilmiyor. İş veya ilişki durumlarının nasıl sonuçlanacağını merak etmek insanın doğasında olan bir şey. Veya doğal afetler, sevdiklerinizi kaybetmek veya küresel salgınlar gibi daha az sıradan olaylarla daha çok ilgileniyorsunuz.

Beklenti kaygısı, olabilecek kötü şeyler hakkındaki korku ve endişeyi tanımlar. Birçok farklı bağlamda olabilir, ancak genellikle tahmin edemediğiniz veya kontrol edemediğiniz şeylere odaklanır. Yine, bu endişeler normaldir, ancak günlük yaşamınızı etkilemeye başlarlarsa, beklenti kaygısı belirtileri haline gelebilirler.

Beklenti Kaygısı Nasıl Bir His?

Beklenti kaygısı, geçici bir sinirlilikten zayıflatıcı bir korku duygusuna kadar değişkenlik gösterebilir.

Şunları fark edebilirsiniz:

-Konsantrasyon zorluğu

-Duyguları ve ruh halini yönetmede sorun

-Duygusal uyuşukluk

-Olağan hobilerinize ilgi kaybı

-Ürkeklik veya huzursuzluk

-Kas gerginliği ve ağrı

-Mide bulantısı ve iştah kaybı

-Uyku sorunları

Beklenti kaygısıyla, en kötü senaryoları hayal etmek için çok zaman harcayabilirsiniz. Bu istenmeyen sonuçlara aşırı odaklanmak, hayal kırıklığınızı ve umutsuzluğunuzu da artırabilir.

Bunu bir hastalık olarak değil, bir semptom olarak düşünün.

Beklenti kaygısı kendi başına bir zihinsel sağlık teşhisi değildir, ancak yaygın kaygı bozukluğunun bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir.

Sosyal kaygı bozukluğu, aşırı reddedilme veya olumsuz yargılama korkusunu içerir. Çoğu zaman bu korkulara fiziksel kaygı belirtileri de eşlik eder.

Sosyal kaygınız varsa, utanç verici bir şey söylemekten veya arkadaşlarınıza veya işinize mal olacak ciddi bir sosyal yanlış adım atmaktan endişe duyabilirsiniz.

Başkalarından gelecek eleştiriler hakkında endişelenmek, fikirleri paylaşmayı veya herhangi bir konuda fikrinizi söylemeyi zorlaştırabilir.

Spesifik Fobiler

Belirli bir fobi, günlük nesnelerden veya deneyimlerden ( örümcekler, yükseklikler veya uçağa binmek) aşırı korkmayı içerebilir. Fobisi olan insanlar, korktukları şeyle temasa geçme konusunda genellikle çok fazla beklenti kaygısı yaşarlar.

Diyelim ki köpek fobiniz var. Köpekler oldukça yaygındır, bu yüzden muhtemelen bir ara karşılaşacağınızı bilirsiniz, ancak ne zaman ve nerede olduğunu bilemezsiniz. Sonuç olarak, bu karşılaşma olasılığı hakkında endişelenerek çok zaman harcayabilirsiniz. Bu endişe sizi köpek görebileceğiniz yerlere gitmekten alıkoyabilir, bu da dışarıda veya köpeği olan arkadaşlarınızla vakit geçirme yeteneğinizi sınırlayabilir.

Fobilerle ilgili beklenti kaygısı o kadar şiddetli hale gelebilir ki, sonunda arkadaşlarınızla ve sevdiklerinizle olan ilişkilerinizi gerebilecek şekilde dışarı çıkmaktan kaçınırsınız.

Panik atak

Beklenti kaygısı, panik bozukluğun yaygın bir belirtisidir.

Panik ataklar, göğüs ağrısı, nefes almada zorluk ve aşırı korku hissi gibi pek çok rahatsız edici hissi içerir. Bir panik atak geçirdiyseniz, özellikle de onu neyin tetiklediğini bilmiyorsanız, başka bir panik atak geçirme konusunda endişelenmeniz çok normaldir.

Daha fazla panik atak geçirme endişesi bunaltıcı olabilir. Başkalarının önünde kontrolü kaybetme endişesi, halka açık yerlerden kaçınmanıza neden olabilir. Direksiyon başındayken panik atak geçirme korkusu, araba sürmenizi engelleyebilir ve bu da etrafta gezinme yeteneğinizi etkileyebilir.

Bu yüzden hayatın her anında ve her damlasında mükemmeliyetçi olmamak, beklentileri aşırı yüksek tutmamak, geleceğin kaygısını yaşamamak doğru adım olacaktır…

 

Mustafa Hüseyin KESER

mhkeser@yahoo.com.tr