
Kapadokya turizminde bir mihenk taşı ama…
NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Anadolu’da Anadolu Hititler döneminin Çorum’dan sonra en önemli bölgelerinden biri olmasına rağmen turizm kulvarında yıllardan beri değerlendirilmeyi bekleyen unutulan, unutulmuş köyler listesinin belki de ilk sırasında yer alabilecek devasa birikimleri içinde barındıran Gülşehir ilçesine bağlı eski adıyla Sivasa,yeni ismi ile Gökçetoprak köyü , yıllardan beri bölge turizmine kazandırılmayı bekliyor.
Gökçetoprak köyü, Gülşehir ilçesine oldukça uzak bir köy olmasına karşın, sahip olduğu potansiyel değerleri ile Kapadokya gibi bir dünya markası bölgenin en zengin yerleşim alanlarından birine sahip olan alanların başında geliyor.
1989 yılında merhum Nevşehir Müze Müdürü Arkeolog Halis Yenipınar ve Arkeolog Ertuğrul Murat Gülyaz’ın da katıldığı ve İtalya Cenova Yer altı Bilimleri Merkezi Başkanı Roberto Bixio’un başkanlık ettiği araştırma sonrasında ortaya çıkartılan yer altı şehrine, Kapadokya bölgesinin hiç ama hiç biiiir bölgesinde bulunmayan tarzda Milattan Önce 4. yüzyıla tarihlenen Helenistik döneme ait yüksek kabartma tekniği ile yapılan tahtta oturan Zeus Heykeli ‘nin yanı sıra Kapadokya bölgesinin sadece Hacıbektaş Karaburna Köyü ve Acıgöl ilçesinin Ağıllı köylerinde bulunan kayaya oyulu Hiyeroglif yazılı metinleri ile de özellikle kültürel eksende önemli değerleri ile bilinen Gökçetoprak köyündeki bu doğal,kültürel ve tarihsel birikimlerimiz ,her ne hikmet ise Kapadokya Alan Yönetimi Başkanlığı sorumluluk alanında yer alamıyor.
Kapadokya denilince akla doğal,tarih ve kültürel birikimlerin geldiği Cenab-ı Allah’ın dünya genelinde hiç ama hiçbir topluma bahşetmediği böylesi değerlere sahip olan bir bölgede hayatımızı idame ettirmemize rağmen halen Gökçetoprak köyü , birilerinin el atmasını bekliyor.
Tepe noktalarındaki sanki Cilalı Taş dönemlerindeki yapı çeşitliliğine sahne olan ve buram buram doğa,tarih ve kültür kokan bu potansiyelin çeşitlendirilmiş turizm çatısı altında değerlendirilebilmesi için de bugüne kadar zerre-i miskal bile bir çaba harcanmamış. 1989 yılını bir milat olarak kabul etmemize rağmen günümüze kadar turizm anlamında KUŞ UÇMAZ KERVAN GEÇMEZ merkezlerimizin içerisinde ALTIN MADALYAYI hak eder bir değer oluşturmuş ne yazık ki.
Ürgüplü değerli ağabeyimiz büyük gönül insanı MUSTAFA KIRBOĞA ‘ya bu köy ile ilgili fotoğrafları geçtiğimiz yıllarda aktarmıştık. Değerli ağabeyimiz de sağ olsun, ne yapıp yapıp, o dönem büyük bir ilgiyle de izlenen bir dizinin bir bölümünün de bu köyde çekimine katkı sağlamıştı
Orada bir köy var ama biraz UZAKTA,GİTMESEK DE GÖRMESEK DE O KÖY , BİZİM KÖYÜMÜZDÜR. Sahi o köy Kapadokya’ nın o bitip tükenmek bilmeyen zenginliği içerisinde BİZİM KÖYÜMÜZ mü ?
Bilumum turizmci kardeşlerimize, idareci ve öncelikli olarak kuş uçmaz kervan konmaz niteliği ile de olsa o buram buram kültürel değerlerin tüm ihtişamlı güzelliğine kapılıp ta içine türlü çekemeyen muhteremler muhteremi ,şehrimin siyaset erbablarına özenle duyurulur efendim Hayr-ı Mübarek bu Cuma günü’nde.