ETEK DOLUSU DÖVİZİ, KİMYASAL GÜBRE İÇİN DEĞİL, DOĞAL GÜBRE İÇİN HARCAYALIM
NEVŞEHİR(TRENDHABER)- Binlerce yıllık insanlık tarihi boyunca evcilleştirilen ilk hayvanlar arasında ilk sıralarda yer alan Güvercin gübresi, 21. yüzyılı yaşayan insanlığın toprağı hastalıklı hale getirmeden daha üst noktalarda verimli ürün alması anlamında da temel bir güç oluşturuyor.
Biraz sonra yazacağım tüm ifadeler bilimsel ölçekli yapılan birkaç çalışmadan alınan bir bilgilerden oluşmakta
Bu ifadeleri gelin birlikte okuyalım;
“ Son yıllarda bir biri ardına bilim insanları tarafından ortaya konulan çalışmalar göstermiştir di, organik madde ilavesi olmaksızın yalnız kimyasal gübre kullanımı toprakta bulunan değerli organik maddenin daha hızlı mineralizasyonuna da neden olmakta ve böylece topraklar adeta bir karbon yutağı olmak yerine, emisyon kaynağı durumuna dönüşmekte ve atmosfer/yer küre Karbon dengesindeki olumsuz bilançonun ilerlemesine etken olmaktadır.Tarımsal ürün verimini etkileyen faktörler arasında kimyasal gübreler önemli yer tutmakta ve kullanımı giderek artmaktadır. Türkiye’de toplam tarım alanı 2011-2015 yılları arasında 2.4 milyon hektar azalmasına karşın tüketilen gübre miktarı 2007 yılına göre %16 artışla 5.9 milyon tona ulaşmıştır. Ancak artan kimyasal gübre kullanılmasıyla sağlanan verim artışının karşılığı, toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin bozulması, özellikle de organik madde düzeyinin düşmesi olmuştur.
Kimyasal gübreler toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerini değişmesine, toprak pH’sının bitkinin isteği dışına çıkmasına, tuz etkisi yaratarak bitkilere iyonik toksisite oluşmasına, toprak biyolojik çeşitliliğinin azalmasına, bitkilerin hastalık ve zararlılara direncinin düşmesine, ürünlerin besin dengesinin bozulmasına, suların kirlenmesine, bileşimindeki ağır metallerin toprağa karışması sonucu toprakta ağır metal birikimine neden olabilmektedirler. Örneğin; son yirmi beş yılda Nevşehir’de aşırı ve tek yönlü azotlu gübreleme sonucu patates yetiştirilen toprakların pH’sı 2 birime varan düzeyde düşmüş, başka bir tanımla asitlik 100 kat artmıştır. Bu sert değişim toprakların üretim gücünü neredeyse sıfırlayarak köy nüfusunun arazilerini terk etmesine yol açmıştır.”
Bilimin ortaya koyduğu oldukça net olan bilgilerin ,hayatımızın vazgeçilmezi olduğu bir gerçektir. Özellikle son yıllarda topraklarımızda yoğun şekilde kimyasal gübre kullanımının da beraberinde getirdiği bir çok olumsuzluğu ele aldığımızda, Kapadokya bölgesinde M.S. 4. Yüzyılda bölgede yaşayan Romalıların tarım alanlarında güvercin gübrelerini oldukça yoğun olarak kullandığını öğrenmekteyiz. Bu kullanımın da 1980 li yılların başlarına kadar devam ettiği de bilinmektedir.
Lafı eğip bükmeden ifade ediyorum ki, eğer bugün veya gelecekte sağlıklı topraklarda üretim yapma yönünde bir isteğimiz var ise ,geçmişte kullanılan gübrelere temelde her geçen günden daha fazla ihtiyacımız vardır. Elbette ahır gübreleri de doğal değerde toprakla buluşturulmalı ve kullanılabilirliği daha üst miktarlara taşınmalı. Ancak bu aşamada güvercin ve onların gübrelerinin de kullanımı bu kapsamda artmalı.
Bunun için köy,belde,ilçe ve il merkezinde de ilgililerimiz yetkililerimiz, siyasetçilerimiz her kim iseler mutlaka güvercin üretme noktasında çabaları ortaya koymalı.Binlerce, yüz binlerce güvercin yetiştirip, onlardan elde edilecek gübreyi ise topraklarla buluşturmalıyız.
Bu yapıldığında sadece 2020 yılında bu ülkenin kimyasal gübreler için yurtdışına verdiği döviz miktarı 1.750 Milyar Dolar olarak net olarak ortaya konulmuş ise,hem bu para ülkemizde kalacak,hem de üretimi yapılan güvercin gübresi ile topraklarımız o eski bereketli ve verimli dönemine belki birkaç yıl olmasa da önümüzdeki bir süreçte hedeflenen noktalara kesinlikle ulaşacaktır.
GÜVERCİN’in TOPRAĞIMIZ VE ÇİFTÇİMİZ İÇİN GÜVENCE olduğuna bizler inanıyoruz.Bu kapsamda da devletin ilgilisi,yetkilisi,uzmanı artık kim var ise, bu doğrultuda projelerle ,yeniden eski topraklarımızı kazanmamızda katkı sunmasını istiyor ve bekliyoruz.
