
NEVŞEHİR(TRENDNHABER)- Gözle görülür, elle dokunulur değerler içerisinde yer almasına rağmen, sahipsizliğin en dip noktasını yaşamış en önemli volkanik oluşumlu Acıgöl ilçesi yakınlarındaki eşsiz doğal güzelliklerimizden olan MAAR, Konya’daki MEKE Maarı ile birlikte anılıyor.
Sadece insanların değil, o dönemde hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı Acıgöl ilçesinde hayvanların bile yüzdüğü bu göl, 1963- 1964 yılları arasında kurutuldu.
1969 yılında, hayatı boyunca bir tek sinema filminin bir bölümünü de olsa Kapadokya bölgesinde çeken MARIA CALLAS isimli dünyaca ünlü Soprano’nun MEDEA filminde birkaç dakikalık da olsa yer alan ACIGÖL MAAR’I, 1970’li yıllarda yine bölgede Fransızlar tarafından 7 bölüm halinde çekilen TV dizisine de platoluk yaptı.
Acıgöl-Kızılırmak Vadisi arasındaki Kuvaterner Volkanik oluşumlar içinde dikkat çeken bir MAAR’ olan bu müstesna görünümlü eşsiz görünüme sahip bu potansiyel değerin, yeniden eski günlerdeki bir görünüme kazandırılmasına yönelik ,37 yıldan beri çoğu kez haberlerimizde yer vermesine rağmen,ne yazık ki bu konuda bir karınca hızı kadar bile bir yol alınamadı.
Bir mekanizma düşünün ki, koskoca Türkiye’de 1 yerleşim bölgesinde var. Biri Konya’da bir diğeri, ön cümlesine DÜNYA KENTİ, PERİBACALARI DİYARI, NEFES KESEN GÖRÜNTÜLERLE DOPDOLU MASALKENT ifadelerini alan NEVŞEHİR ismi de verilen bir şehrin sınırları içerisinde.
Söz konusu ilginç görünümlü MAAR, KAPADOKYA’nın ana merkezi NEVŞEHİR’in giriş noktasında bulunan ACIGÖL ilçesinin hemen girişinde yer alıyor.
Ana yol ulaşım ağının hemen yanı başında bulunmasının da beraberinde getirdiği bir çok alt yapı imkanına da sahip, böylesine olağanüstü bir görüntüye sahip bir merkezin halen turizmde hedeflenen ve istenilen düzeyde kullanılamıyor olması, özellikle biz gazetecilerin üzerinde hassasiyetle durup düşünmesi gereken bir özellik oluşturuyor.
Sahip olduğumuz potansiyel değerlerimizi turizm kulvarında kullanmamayı, siyaseten de büyük bir hizmet nişanesi olarak algılayan bir düşünce içerisinde olduğumuzu bilmek ve hissetmek artık bölge insanları olarak en temel özelliklerimiz içerisinde ilk sıralarda almaya başladı.
Böylesine devasa bir mekanizmayı çeşitlendirilmiş turizm iklimi içerisinde değerlendirmemek için bir yığın çabalar zinciri oluşturan biz NEVŞEHİRLİLER, bu ve benzeri değerlerimizle nasıl bir turizm istediğimizi de gerçekte ortaya koyuyoruz.
Turizmde bu birikimleri değerlendirecek, ana yönlendirmeci olarak farklı anlamda plan ve projelendirmelerle sürekli kez KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞININ KAPILARINI EN HIZLI AŞIRDIRMASI GEREKLİ SİYASET zemini, iktidarı ve muhalefeti ile zaten tesis edilmedi henüz şehrimizde.
ACIGÖL MAAR’ı içerisindeki zemin suları muhafaza edebilecek bir yapı içerisinde olmadığı için, öncelikli olarak tabana kil dökümü ile su sızıntının önlenmesi sağlanabilir. Sonrasında da ERDAŞ Yaylasından olası bir sel birikintileri veya Karapınar Beldesi’nden gelebilecek yine sel birikintileri veya yağmur suyu kanalları oluşturup, böylesine müstesna doğal mirasımızı suya kavuşabiliriz diye düşünüyoruz. Sonrasında da elbette bölgede turizm hareketliliği sağlanabilir.
Bizimki sadece bir düşünce.Turizm potansiyellerinin değerlendirilebilmesi adına DÜŞÜNCE’nin hiç de değer iklimine alınmadığı bir şehrin turizmi ana lokomotif, tarım,sanayi, madencilik,ticaret ve diğer sektörleri de vagon olarak ele alamaması durumunda, kalkınma,büyüme ve gelişme gibi dile elbette çok hoş gelen ama mutlak surette ter dökülmesi gereken ana değerler olduğunu anlayabilmemiz halinde temel noktalarda bir hareketlenmenin sağlanabileceğine de yürekten inanıyoruz.
Gerçekçi projelerle siyasetin yol göstericiliğinde Acıgöl MAAR’ı temel bir hamle olabilir.
BUGÜNÜMÜZÜ VE GELECEĞİMİZİ SAĞLIKLI, SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME HEDEFİNE UYGUN VE DURMAK YOK PROJELERLE YOLA DEVAM DİYENLER BERİ GELSİN. DEĞİLSE GERİDE KALMAK BİZİM İŞİMİZ OLMASA GEREK.